Öncelikle bu 1 ayda neler oldu?
- Lanet sözümden yine döndüm. Akıllanmaya pek niyetim yok benim galiba. Hep aynı şeylerden rahatsız olup her seferinde de duramıyorum. Aslında farklı oldu bu sefer. Hep aklımda saçmaladığı var, satışı var, başkasıyla konuştuğunu zannedip benim dedikodumu yaptığı sözler var. Zor olmuyor mal olduğunu hatırlamak. Bu nedenle akıllıyım ha bir de geçen seneye göre insaf büyüyelim biraz...
- Ankara kaçamağından sonra Yalova kaçamağı da yaptım. Bahsederken sanki 'Miami'ye gittim ardından bir Havai yapıverdim' gibi oldu ama tabi alakası yok. Yalova'da geçen 2 haftalık internetsizlik bilgisayarsızlık arkadaş bulamam yalnızlık gibi süreçlerden sonra İstanbul'a geldim. Ohh dünya varmış.
- Amele gibi arkadaşlarım olduğunu farkettim evet. Saçma salak konuşup bir halt olduklarını zannediyorlar ama ezik ezik okul koridorlarında gezdikleri zamanları bilirim ben. Yani diyeceğim bana sökmez. Bir de bilen bilir bana bişi yapan karşılığını bulur ben de sevinirim. Karmaya inandığım zamanlar bunlar oluyor işte...
- Ben bir de Rock'n Coke'a gittim yarın bir gün onları da yazarım umarım...
- Bilmeyene hatırlatma yapmakta fayda var. Bu sene çeşitli ıvır zıvır kurumlarının bütün lise son öğrencilerine dayattığı sınavlara gireceğim. Zor olacak benim için, bu senenin zorluğunun da farkındayım. Bu nedenle derslere -psikolojik destek alacak kadar ağır olmamak şartıyla- yüklenmeyi planlıyorum. Moleküler biyoloji olmadı Biyomühendislik o da olmadı Genetik beni bekler çünkü. Abimin aç kalırsın oraya gidersen laflarına takılmak istemiyorum. Moral bozukluğu olmasını da istemiyorum daha baştan.
- Dalları belirlemişken üniversite söylemesek ayıp olur. klasik olacak biraz ama İstanbul Teknik ya da Orta Doğu Teknik Üniversitesine gitmek istiyorum. Özel üniversite karşılayacak durum bizde hiç yok ama aranızda para toplayıp gönderirseniz süper olur açıkçası. Zaten özele gidersem yüzde 100 burslu giderim tamam ihtiyacım kalmadı paranıza.
- Bir de özel üniversite ortamından bizi soğutan dizilere değinmek istiyorum. Bazen 500 puan yapıp Başkent ya da Acıbadem Üniversitesi'nde okuduğumu düşünüyorum. Sonra bir anda aklıma oradaki züppe çocuklar, baba parası yiyen altına Jaguar, Ferrari pahalı ne bulursa çekmiş erkekler, makyajdan ciltleri yağlanmış, mini eteğin en minisini giyme yarışında olan, ayakkabıya 1 milyar -pardon yeni parayla bin TL- verip bununla övünüp hava atan kızlar geliyor. O hayalden soğuyorum diyorum İTÜ iyidir. Zaten iyi orası tamam giderim ben.
- İşte bütün bu güzel hayaller için benim ineğe bağlamam ders çalışmam hatta sıkı bir ders çalışma programına girmem lazım. Ama ben görüldüğü üzere burada size laf yetiştiriyorum. Hayır mutluyum ben halimden sorun değil. Benim de bir iç sesim var ve gecenin şu saatinde bile -ki saat 00:28- "Git ders çalııış!" diyor. Ocak ayında patlamazsam bu konuda emin olun ya kafayı yedim ya da gerçekten bu dediklerimi gerçekleştirdim ve size çatır çatır 9. sınıf anlatacak, matematiği halletmiş, fizik kimya ve biyolojiyi yalayıp yutmaktan öte yiyip sindirmiş bir kapasiteye gelmişimdir. Şimdi alkışlamayın o zaman alkışlarsınız...
Ya da beklemeyin peh...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder