19 Temmuz 2010 Pazartesi

Offf!

Benim internet yine gitti ya olmaz boyle bişi. Tam diyorum ki 'evet bu hafta bunları yapayım' bi terslik çıkıyor ve çıkmasa şaşırcam. Neyse . . .

Son bir haftadır gayet mutluyum ama. Nedenini bilmiyorum. Daha doğrusu ruhsal bozukluk yaşıyorum da çaktırmıyorum. Şöyle:
Son 2 güne kadar baya mutluydum. Böyle eğleniyordum (hala eğleniyorum da) ne biliyım günler güzel geçiyordu yani. Sonra bi anda yanlız hissetmeye başladım kendimi. En yakın arkadaşlarımın benden taa uzaklarda olması herhalde yeni yeni etkilemeye başladı beni. Birden aklıma geliyorlar ağlayacak gibi oluyorum sonra kafayı dağıtıyorum bi şekilde. Anlayacağınız tam bir sorunlu oldum. Off tatilin bitmesini istiyorum olabildiğince çabuk bir şekilde . . .

Bir de şu var. Gezerken o arkadaşınızla gezdiğiniz yerlere gelince 'Aaa biz buraya gelmiştik ne güzel gündü' diye düşünüyorum içimden. Sonra dünyadan bi kopukluk yaşıyorum kısa süre de olsa. Daha kocaa ağustos var önümüzde poff -.-

Seviliyorsunuz
<3

13 Temmuz 2010 Salı

We Keep Driven Into The Night

Geçen hafta arkadaşım bana bir şarkı attı.
Poets Of The Fall - Late Goodbye...
Hayatımda dinlediğim en güzel şarkılardan biri. Dinlediğimden beri dilimden düşmüyor. Her seferinde şarkıyı dinlemek istiyorum.
Ve Poets Of The Fall'un diğer şarkılarına da bakiyim dedim neler var diye.

Benim zevkime bu kadar uyan bir müzik grubunu nasıl bu kadar geç bulabildim şaşırıyorum resmen. Bayıldım ilk albümlerindeki şarkılara. Diğer şarkıları da çok hoş. Hepsini yakın bir zamanda müziklerime eklemeyi düşünüyorum.

Lift'i dinleyin derim ;)

Seviliyorsunuz
<3



Times when I just can't
Bring myself to say it loud
'Fraid that what I'll say comes out somehow awry

That is when it seems
We move in circles day to day
Twist the drama of the play to get us by

And it feels like fear
Like I'll disappear
Gets so hard to steer
Yet I go on
Do we need debate
When it seems too late
Like I bleed but wait
Like nothing's wrong

You lift my spirit, take me higher, make me fly,
Touch the moon up in the sky, when you are mine
You lift me higher, take my spirit, make it fly,
Where all new wonders will appear

Like the other day
I thought you won't be coming back
I came to realize my lackluster dreams

And among the schemes
And all the tricks we try to play
Only dreams will hold their sway and defy

When it feels like fear...
Like I'll disappear
Gets so hard to steer
Yet I go on
Do we need debate
When it seems too late
Like I bleed but wait
Like nothing's wrong

You lift my spirit, take me higher, make me fly,
Touch the moon up in the sky, when you are mine
You lift me higher, take my spirit, make it fly,
Where all new wonders will appear, oooohhhh

You lift my spirit, take me higher, make me fly,
Touch the moon up in the sky, when you are mine
You lift me higher, take my spirit, make it fly,
Where all new wonders will appear

Take me high
Make me fly

11 Temmuz 2010 Pazar

I Just Want To Fly

Bakın ne geldi aklıma...

Hani dün dedim ya Heroes izliycem falan diye (Dedim ulan, okuyun) gerçekten bu diziyi özlediğimi farkettim. Ne güzeldi o günler bak hatırladıkça gülüyorum. Benim Heroes manyaklığım olsun, okula pazartesi günü gidip 'Ya kızım ne süperdi ya dünkü bölüm ağzım açık izledim resmen'le başlayan uzun Hero
esfan(?!) muhabbetlerine girmek çok iyiydi. Off keşke Heroes'un bölümleri ilk sezonki heyecanı verse...

Ya gerçekten ilk sezon ve ikinci sezon çok sürükleyiciydi. Psikopat seri katilimizin (Sylar) ultra süpersonik güçlü hemşiremize (Peter Petrelli-aksan için uğraşmayın yazıldığı gibi devam-) yaptığı bitmeyen zulümler benim bi arkadaşımla Sylar'a aşırı ilgi durmamıza neden olmuştu falan (Yapmayın 8. sınıf). Hele o kafa kesme hareketi yok mu? (Tamam kabul, ben bi ara Heroes Nerd'düm)

Bu dizide en güzel olaylardan biri zamanda yolculuktu. Benim en favori bölümüm 1. sezon 20. bölümdü hatta bu bölümde 5 yıl sonraya gitmişlerdi. Çünkü bakıyorsunuz milletin tipi kaymış bazıları ölmüş, diyorsunuz ki 'Aa nooldu ya buna harcamışlar çocuğu' vs. Bunları diyip diğer bölümleri daha çok izlemeye başlıyorsunuz sonra.

Ama diğer sezonlarda artık Heroes'un gidişine alıştığınız için 'Ölmez la bu' diyip diğer bölümlerde çıkınca 'Gördün mü ben demiştim' demeye başlıyorsunuz. Belki de beni soğutan Heroes için haber çevirmemdi. Gelecek bölümler hakkında bilgim olduğu için 'İzlemesem de olur' demeye başladım ya da 'Netten izlerim' der oldum. Bu da beni bir zamanlar bağımlısı olduğum bir diziden uzaklaştırdı beni.

Neyse sonuçta izleyeceğim yakında diğer bölümlerini. En son ultra süpersonik kahramanım kahramanlıklarına devam ediyordu. Bakalım hala öyle mi...


Seviliyorsunuz

<3

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Off çok sıkılıyorum..
Yok dünkü olayla alakalı değil. Yapacak birşey olmadığı için sıkılıyorum.


Bugün film izleyelim dedik. İzleye izleye Vavien'i izledik zaten. Konuyu da pek anlayamadım ama vakit geçti. Bir öğleden sonramı buna harcamış oldum.


Aslında benim günlük yaptığım işler var. Çoğunlukla bilgisayarı açıp Facebook'a giriyorum ne biliyim formspring'e falan bakıyorum.

Eğer yapacak hiçbirşey çıkmazsa Diziport'tan dizi izliyorum. Tatilin başından beri Supernatural izliyorum. 2. sezondan 5. sezonun yarısına geldim. Gayet başarılı bir ilerleme bence. TNT'de salı günleri Supernatural'in dublajlı bölümlerini veriyorlar bunu da öğrendiğim iyi oldu.

Supernatural bitince Heroes ve Dexter izlemeyi düşünüyorum ama bakalım izleyebilecek miyim?

Bir de arkadaşım 'House'u izle' diye ısrar ediyor. Şimdiye kadar hiç izlemedim, sarar mı bilmiyorum. Salı günü izleme gibi bi düşüncem var. Tabi bunu konuştuğumuzda salıydı ve o gün izlemedim o ayrı. Aslında hergün House varmış ama ben salı izliycem diye ısrar ettim. Artık ilerim salı günü Supernatural ile birlikte =)


Seviliyorsunuz
<3

9 Temmuz 2010 Cuma

Poets of the Fall - Late Goodbye

Çok bayıldım ben bu şarkıya ya...
<3

It's Cool...


'Düşün....

Ne biliyim kendini düşün, hayatını düşün, planlarını falan...

Arkadaşlarını düşün asıl ya, çevrendekileri de koy araya. Ha bi de dostların olsun..

Şimdi bunların hepsi bi arada di mi.. Güzel.'

Ya biz hep düşünüyoruz aslında bunu farkettim. Okula gitmek için kaçta kalkacağımızı bile düşünüyoruz. Ne kadar berbat bi durum...

Aslında ne güzel olur düşünmesek. Yani tamam 'Hadi gerizekalı olalım düşünmeyelim' demiyorum ama takmayalım kafaya. Hani hayatta bazı arkadaşların var ya 'Kızım/Oğlum salla ya ne takıyorsun' diyen (Ha aslında bunlar problemleri en çok kafaya takanlar olur) onların dediklerine uyabilsek....

Harbi ya çok sıkıldım ben bu durumdan. Bir de idare etmek var ya arkadaşı, ondan bıktım ben. 'Aha ezik ya yapar boşver' diyip her dediğine boyun eğersek ya da görmezden gelirsek bi süre sonra patlıyorsunuz. 'Yeter ULAN!!!' diyip isyanı basmak istiyor insan. Hatta bazen o kadar sıkıyorlar ki beni gidip dövmek istiyorum 'Bana bak bi daha böyle bişi yaparsan gebertirim seni!!' diye isyan etmek istiyorum. Ya da ne biliyim 'Saçını başını yolmak' istiyorum...
Keşke yapabilsem ya olmuyor..

Nerdeeeeenn nereye geldik...
Siz düşünmeye devam edin.

Seviliyorsunuz
<3

8 Temmuz 2010 Perşembe

Can't Fight This Feeling

Çok seviyorum bu şarkıyı...
We should be lovers <3



Şarkı: Sophie Ellis-Bextor & Junior Caldera - Can't Fight This Feeling

Tutulduk

Geçen gün Tulicia ile birlikte Tutulma'ya gittik. Ve filmden anladığım şu; Bir yönetmen 2 saati doldurmak için durmadan konuşma koyabiliyormuş. Ya aslında bu film Yeni Ay'dan daha iyiydi. Önceki film tamamen yanlızlık, depresyon ve buna benzer bilimum (aha ne güzel laf) hisleri barındırıyordu ve benim açımdan güzel bi film değildi. (Tabi bi kaç şey daha var ama neyse). Bu filmde vampirlerin birbirine atlaması, saldırması savaş vs. olduğu için gayet beğendim çünkü BEN AŞK, SEVGİ 'HADİ ŞURAYA UZANALIM' TARZI OLAYLARDAN NEFFFRET EDİYORUUUUMM!!!

Evet ya hayatımda nefret ettiğim bişi varsa o da aşk filmleridir. Özellikle okul sonrası kızkıza buluşmalarda kolumdan tutup 'Hadi Dilara bak ne güzel aşk filmi varmış ona gidelim' dediklerinde 'Ben aslında eve gidicektim' demeyi o kadar çok istiyorum ki. Herhalde ben o yüzden sinemaya giderken erkekli kızlı grupla gitmeyi tercih ediyorum. Hele hele en sevdiğim şey korku filmleri. En son sinemada Paranormal Activity'ye gitmiştik arkadaşlarla. Daha sonra anca evde izlemiştim korku filmleri çünkü korku filmini tercih eden kız arkadaş pek bulamadım...

Neyse ben Tutulma'ya devam ediyim;
** Filmdeki Riley karakterini çok çok çok beğendim.


** Vampirlerin porselen gibi kırılması da ne!?


** Jasper'a bi kere daha aşık oldum.


** Roselie'ye acıdım ya (Sanki kitabı
okumamış gibi). Ayrıca onun öc alma olayını beğendim ben de öyle bişi yapsam . . .


** Bence Jacob gibi beni seven biri olsa 'Edvırd da kim' diyip Jacob'la mutlu bir yuva kurardım. Küçük kurtlarımız olurdu. Ne güzel la...



Seviliyorsunuz

<3

4 Temmuz 2010 Pazar

İşte Oldu!!!

Size şöyle bi hikaye anlatıcam...

8. sınıf bitmiş. OKS denen illetten kurtulmuş lise hayatına doğru gidiyorsunuz. Omzunuzdan büyük bir yük kalktı ve şöyle demeye başlıyorsunuz: Artık hayatımda bir amaç olmalı...
2008in hafif serin 27 Haziran günü Travis konseri vardı. Şans eseri o konsere bilet bulmuş ve bayıldığım grubun konserine gitmiştim. Grubun şarkılarını dinlerken benim gözüm en çok o bas gitardaydı gerçekten (Yukardaki resimde en solda. Pek belli olmasa da) O gün gerçekten benim için bir başlangıç oldu.
İlk o gün karar verdim bas gitar çalmaya. Sonraki zamanlarda müzik dinlediğimde hep o sese dikkat ettim. Ben o bas gitarı çalmak için 2 sene klasik gitar kursuna gittim. 0'dan başlamamak için, hiç değilse nota bilgim olacaktı.

Ve bugün...
Klasik gitar kursunu bitirmiş, sabah saatinde Taksim-Tünel'e gidip bas gitarını almış ve bu saate kadar çalışmış biri duruyor karşınızda. Amfisiydi, askısıydı, kablosuydu, osuydu, busuydu hepsi var. Süper mutluyum...

Sadece bir gitar aldım diye değil.
Eğer hayatımda kafama taktığım bişi olursa onu elinde sonunda yapabileceğimi gördüm çünkü.
Benim için büyük bir adım bu.
Hayatımda büyük bişi bu...
İyi bişi...

Seviliyorsunuz
<3

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Yaz Alternarifi

Yaz gelmesiyle birlikte kapanan okullar şehirden kaçan arkadaşlar beni biraz sıktı ya. Baya sıkılıyorum evde. Neyseki eğlenmek için bulduğum bi yol var. (Aslında bulduk)

Bir arkadaşımla radyo açıp birbirimize 'Aa dilara şu kanalı aç bak ne çalıyor' ya da 'Burda da bu varmış' tarzı mesajlar atıyoruz. Eğlenceli oluyor ya vakit geçiyor.

Bunu yapmak mı istiyorsunuz...
1- Ortak müzik zevkine sahip olduğunuz birini bulun önce (Bu arkadaş sizinle aynı hattan olsun mümkünse)
2- Sonra sık dinlediğiniz radyo kanallarınız ayarlayın (Dikkat edin araya saçma salak kanallar girmesin)
3- Bir de eğer Turkcell'liyseniz aylık 10bin sms yapın daha iyi. Anında bitmez mesajlar.
4- Bundan sonra müzik dinleyip konuşun işte daha ne xD

Vakit öldürmek için birebir.

Seviliyorsunuz
<3

2 Temmuz 2010 Cuma

You Blog'ed me I Blog'ed you back. War is on

Burdan sevgili blog yazarı biricik arkadaşım 'e yok artık' yazarı değerli Tulicia bana bi kaç laf atmış ordan (Laf atmış diyorum çünkü öyle)

Sabah konuşurken bana 'Blog sayfama baktın mı?' dediğinde yine günlük kendinden bahseden bir yazı yazdığını düşünüp 'Akşama bakarım' dedim. An itibariyle bakmış ve ne yazdığını görmüş bulunuyorum.
Burdan o arkadaşa seslenmek istiyorum...

Ben Farmville oynuyordum ama bıraktım sevgili Tulicia. Ayrıca yazın evde boş boş oturmak yerine önce oyalanıyorum oyunlarda sonra da dizi izliyorum zaten daha napiyim. Seni sinemaya davet ettiğimi pişman etme beni canım benim. Ayrıca o 'Böm böm'lük beni bir sene boyunca dikizledi, kurtulurdum bence o etkiden merak etme sen. Akıllı ol bana laf etme bacıgil...


(Kızdın mı ahahaha xD)
seviyorum seni Tulicia ya
<3

1 Temmuz 2010 Perşembe

'Günlük'ümsü Biraz...

Onca senedir tırstığım ama hep merak ettiğim bişi yaptım bugün...
Kulağımı deldirdim yaw...
Farkındayım böyle bir giriş görünce insan benim bi kayalıktan atlayarak bungee jumping ya da daha korkunç bişi yaptığımı düşünür. Benim için kulak deldirmek pek bir tırsılacak bir olaydı. Neyseki bugün medeni cesaretimi toplayıp kulağımı deldirdim...

Meğerse bütün arkadaşlarım bu günü bekliyorlarmış!!
'Ooo Dilara artık sana küpe alabilicez' diyen kaç tane arkadaşım oldu bugün. Ee onlar için de farklı bir alternavif sonuçta hediye bakımından. Ve korkarımki bu sene bütün hediyelerim küpe olacakmış gibi geliyor...
OLMAMALI!!! Hayır ya kabus gibi başka şeyler de alın...

Ve ve ve ve bugün gidip kendi paramla bu aralar dinlemekten bıkmadığım Gorillaz-Plastic Beach' albümünü aldım.
O mağazada albümü görünce atladım üstüne aldım hemen kaçırmamalıydım bunu. İyiki almışım 3. turda şu anda CD =)

Seviliyorsunuz
<3