29 Aralık 2012 Cumartesi

2012 Değerlendirmesi - 2013 Beklentileri

Vee işte geldik koca bir senenin bitişine ve koca bir senenin başlangıcına. Bir yılsonu değerlendirmesi de yapalım bakalım. Ben de çeşitli flashbacklerle bir ağliyim, bir güleyim, bir küfrediyim kendime...

Öncelikle 1 sene önce yazdığım yazıya göre yapıp yapmadıklarımı söylemekle başlayayım;
** Ahaha ilk yazdığım şey sınavla ilgiliymiş. Demişim ki 'Sınava giricez çıkıcaz, giricez çıkıcaz, bir bakıcaz İTÜ Genetik öğrencisi olmuşum.' Öncelikle sınavda kim kime girdi belli değildi. Ben mi o mu ?(Özellikle LYS Matematik. Off hatırladıkça içim acıyor). Seneye İTÜ'yü düşünerek girdiğimi de hatırlıyorum hani şu 'seneye nasıl girersen öyle geçer' olayı. Olmadı be hacı. Giremedik İTÜ genetiğe. Yanından geçemedim. Zaten YGS'den sonra oturdum bir düşündüm. Dedim 'Tamam giremedik olmaz bu puanla ama ben biyoloji okuyarak da masterda genetik okuyabilirim'. Bunu düşünmemle kendimi biyolojiye hazırlamaya başladım. Biyoloji Türkiye'de o kadar bağra basılan bir meslek değil ama benim hayalimi gerçekleştirmem için geçmem gereken bir yol. Bu yüzden biyoloji dedim, dedim, dedim ve oldu. Hem de Hacettepe -neyse bunu uzun anlatıcam ben durun-
** Yazın gideceğim İngiltere gezisi demişim ve gittim. Rüya gibiydi. Bir hayalimi gerçekleştirmenin verdiği mutluluk ve bu tatilin tam da sınavlardan sonraya gelmesi, stres atmak için süper bir fırsat oldu benim için. İyi ki gitmişim diyorum. Bakalım tekrar ne zaman gidebilicem?
** Geçen seneki doğum günüm iyiydi ya. Yeter bu kadarı =)
** Teknoloji manyağı olduğum da doğru. Önce mp3, sonra telefon, sonra bilgisayar. Aştım kendimi. İyi de oldu ama tam bir teknoloji bağımlısı oldum. Telefonun ne kadar çok özelliği varsa o kadar kopamıyorsun -ya da bende sorun var kopamıyorum-

Cidden geçirdiğim sene için beklentilerim bunlarmış. BUNLAR!? BU KADAR YANİ?! Garip ya. Şimdi de yaşadıklarıma gelelim;
** Diyordum ki ben ailemden kopamam kesinlikle İstanbul'da olucam üniversitede. Olmadı, Ankara'dayım. Ailemden, arkadaşlarımdan uzakta. Her gittiğimde görüyorum mutlaka onları ama yine de uzağım. Bazen ciddi ciddi koyuyor bu ama alıştım. İlk sene için böyle olsa gerek seneye artık iyice yerleşirim. Hacettepe olması da iyi. Koca kampüs. İstanbul'daki 4 katlı üniversiter yerine böyle bir yere geldiğim için mutluyum. Her olanağı var. Sevdim burayı ben.
** Lise son klasiği olarak yazdığımız yıllık yazılarına bakıyorum da ilk zamanlarda bile yazdıklarımızdan alakasız davranıyorsak durum vahim. Olsun görmek isteyenleri göürüm artık.
** Arkadaşlıklar konusunda benim koptuğum ya da başkalarının koptuğu oldu. Kendi yaptıklarımı düşününce ya hıyarlık etmişsin Dilara diyorum ama başkalarının bana karşı yaptıkları çok kötü oluyor. Aslında o anlarda başkalarının nasıl düşündüğünü anlayıp vazgeçmem lazım böyle davranmaktan ama yapamıyorum. Belki de bana yapılanı başkalarından çıkarıyorum. Bilemedim ben onu. 
** Bazen boşluktayım. Aklıma esip İstanbul'a gidesim, bulup yakasına yapışasım var. Neden böyle diye. Naptın sen diye. Sonra vazgeçiyorum bundan. Bunca zamandır kendimi yorduğum, boşa zaman geçirdiğim yetmezmiş gibi böyle uyduruk birşey için tekrar uğraşamam. 
** Dilara yine sap, yine sap. Dedik ki yeni ortam yeni kişiler hadi buluruz birini. Yok hacı kimse. Bir ben sapım zaten herkes sevgilisiyle. Ben de olduğum yerden kıskanayım anca başka birşey yapmiyim.
** Okulun bana yaradığını söyleyenler var. Tip olarak, fiziksel olarak değişmişim. Canlarım nazar değecek fazla demeyin. 1-2 yeter de her gün duyunca tamam kes artık diyorum.

Bu anı beklediğinizi biliyorum; 2013 Beklentileriiii O.O
** Hep güldüğüm, şanslı olduğum, gereksizliklerden uzak bir sene bekliyorum öncelikle.
** Yalnızlık koyuyor artık, HANİ?!
** Güzel bir tatil. Geçen sene İngiltere'ye gittiğim için başka tatile gitmedik. Ben de denizsiz kaldım. Bu yaz umarım güzel bir yere gider denize girerim, acısını çıkarırım iki senenin.
** Ders olarak başarılı olmak istiyorum. O kadar öğrenci değişimidir, Erasmus'tur diyip duruyorum da notlar da rezil. Bu notlarla anca uçağa el sallarım. 
** Beklentilerimden biri bu kadar kızın olduğu bir bölümden kavgasız seneyi bitirmek. Bir bakışlarından anlıyorum ne demeye çalıştıklarını valla uzak dursunlar benden. Rahat rahat onlar da okusun gitsin, ben de.
** Ankara'yı daha çok tanımak istiyorum. Nerde ne var, nereye gidilir, nerde takılınır hepsini bileyim ki o kadar kişi çağırıyorum Ankara'ya, rezil olmayayım sonra.
** Okulun ilk günü takside girip aldığım kitapları okuyup bitirmek istiyorum. Taksit ödemekten 2 ayda bıktım. Millet nasıl 24 ay takside giriyor, aman aman bir daha tövbe.
** Aileme fazla yük olmamak için 1-2 dönem Farabi ile İstanbul'daki üniversitelerden birine gitmek istiyorum. Muhtemelen İstanbul Üniversitesi olur ama Hacettepe'nin kabul şartları da çok ağır. Gerçi adamlar da haklı o kadar okut, gönder, sonra eksik bilgiyle dönsün -Biyoloji konusunda pek bir bilmiş okul olduğu için. Hatta her fırsatta da dile getirirler bunu. Duymaktan bıktık- 
** Yeni kişilerle tanışmak istiyorum. 32 bin kişinin 100ünü tanıyorum herhalde. Daha çok olmalı. Özellikle farklı bölümlerden birilerini tanımak istiyorum. Yanlış anlaşılmasın bölümdeki çoğu kızın 'Mühendisliklere gidiyoruz erkek avliycaz =)' kafasında değilim sadece farklı fikirler, farklı kişiler, farklı yüzler olsun çevremde istiyorum. 

Bu seneki değerlerendirme aldı başını gidiyor. Düşündükçe gelir aklıma zaten ama en önemlisini söylemem de lazım;
Hepiniz güzel mutlu bir sene geçirin. Diledikleriniz olsun. Olmazsa da üzülmeyin böylesi belki farklı şanslar çıkarır karşınıza hiç belli olmaz.
Ben bu kafadayım mesela ;)

24 Aralık 2012 Pazartesi

Nasıl özledim nasıl özledim...
Okuldan çıkınca Kadıköy'de takılmayı,
Bunalınca sahilde dolaşmayı,
Denizi izlemeyi,
Vapura binmeyi,
Abuk subuk dükkanlarda saatlerimi harcamayı,
Sokakta dolaşırken tanıdık yüzler görmeyi...

Ve bunlar anca yıl sonunda kafama dank etti. O kadar güzel bir hismiş ki bunlar, yeni anladım değerini. Her gün yaptığım rutin olaylar gibi geliyor ama değilmiş. Özlemişim.

Sadece 1 ay daha dişimi sıkmam lazım. Tam 1 ay sonra finallerim bitmiş, evime gelmiş olacağım.
Şu 1 ay çabuk geçsin piliiiz *-*

18 Aralık 2012 Salı

Gecen gun telefonumda Facebook'taki eski fotograflarimdan secip derledigim bir album yaptim. En sevdigim, en hayatima yon veren ya da vermemi saglayan kisilerin fotograflari. Her birini koymamin ayri bir sebebi var. Neyse ben bu albumu ayarladim, kaydettim, bir actim ki karsimda 'avatar halim'.
Aslinda bu mavili fotografi koymaktaki amacimi bilmiyorum. Diger butun fotograflarda bir ani var ama bu bir garip. O kadar sey yapmisim ya da yapmis, ama ben yine de o fotografi aldim. Aslinda silip kaldirmam gerekirdi, bilgisayardan yok etmem gerekirdi. Yapmamisim, ustune ustluk bir de telefonuma atmisim. Hala da silemedim.

Hayatima yon mu verdi? Hayir
Seviyor muyum ? Hayir
Konusmayi ozledim mi ? ...

Silinmeli o fotograf

17 Aralık 2012 Pazartesi

Bugün farkettim; koca sene nasıl geçmiş. Uzun uzun yıl kritiğimi yaparım senenin son günlerinde ama konuşulunca bir garip geliyor. Diyorum daha dün fizik anlamak için kafa patlatıyordum, üniversiteye başlayıp da nasıl yarıyılı getirdim ?
Geçen hafta yaptığım İstanbul ziyaretim bile bana sanki bunu 3-4 ay önce yapmışım gibi geliyor. O kadar uzak. Hal böyleyken sene başında yaptıklarımın bana uzaklığını siz düşünün...
Vay anasını 

14 Aralık 2012 Cuma

Şarkı Önerileri

Ellie Goulding'in şarkılarını oldum olası sevmişimdir ama bu şarkı bir farklı sanki. Nasıl sardı ben de anlamadım. Tuttu çekti beni. Kopamıyorum.
Siz de dinleyin.

13 Aralık 2012 Perşembe

Unutmadan,
Bugün kampüste bir çocuk gördüm ve bir an dedim ki 'Aa buraya mı gelmiş?'
Bu kadar benzerlik olmaz. Hatta arkadaşıma dedim ki aklım içerde kaldı gidip baksam mı napsam.
Sonra bir kızla el ele yemekhaneden dışarı çıktılar. Ben de arkalarından trene bakar gibi baktım.

Yazık bana ya
Benim geçen seneden beri hoşlandığım biri var. Şu anda aramız baya bir açık (mesafe olarak) ama konuşuruz muhabbet ederiz arada.
Geçen gün sevgilisinden ayrılmış.
Bunu gördüğümde dedim ki aa tüh nasıl boşta kalır bu çocuk. Kalmaması lazım diye kendi kendime konuştuğum bir gün yazdı. İşte Dilara geçen sene ne güzeldi. Birlikte ne güzel vakit geçirmiştik vs. vs.. Allah allah noluyoruz şimdi? Ben bunla konuştum, hatta dedim ki ya madem bu çocuk pas veriyor, biz de bir cevap verelim. Başladım ne zaman görüşebiliriz demeye. Yılbaşında İstanbul'da mısın görüşelim mi dedim baya sebeplerini falan yazdı olursam böyle olmazsam şöyle diye. Dedim ne kastın sordum sadece. Verdiği cevap aynen şu; Ben de seni özledim tatlım.... Bu çocuk bana böyle şeyleri anca çıkarken yazardı ve o gün gözlerim parladı. Baya iyiydim o gün. Oldu kesin diye düşünüyorum ben işte mesaj atıyor konuşuyoruz falan. Dün de baktım sayfasına ve gördüğüm şey şu;
Sevgilisiyle tekrar birlikte.
O an bir çöküş, bir yıkılış oldu resmen. Küfür kıyamet yağdırdım çocuğa öyle böyle değil. Sonra dedim Dilara bırak bu işleri hiç kasma ne hali varsa görsün. Yalnız olunca konuşası geliyor çocuğun.

Önümüzdeki maçlara bakıcaz napalım artık

12 Aralık 2012 Çarşamba

Yılbaşında eve gitmekle gitmemek arasında kaldım. Uyuz kimyacımız sağolsun 2 Ocak'a sınav koymuş. Canım. Nasıl sevgiyle düşünüyorum anlatamam...
Eve gitsem 3-4 günüm boşa geçecek çünkü biliyorum ki ben o sınava çalışmayacağım. Gitmesem sanki burda inekleyecekmişim gibi hissediyorum ama o kadar olmaz. Bu sefer de annemler diyecek neden gelmiyorsun o zaman biz gelelim diye. İki şekilde de sakata geliyorum.
Adamın sınavı koyduğu güne bak ya. Elinde olsa 1'ine koyardı sınavı. Uyuz. Ne var yani Aralık'ın son haftasına koysa ölür mü

11 Aralık 2012 Salı

Açık açık söyleyeyim bu çocuk bana ne zaman yazsa bir hoş oluyorum. 
Çocuk hoş, dedikleri de hoş.
Ama işte gidip de diyemem yüzüne anca belli ederim o kadar.
Bu çekingenliğim beni sap gibi bırakacak ortada

10 Aralık 2012 Pazartesi

Gecen hafta istanbul'da oldugumu soylemistim. Yaptiklarimi anlatayim biraz;

**istanbulda oldugum 4 gun boyunca Kadikoy'deydim ve bikmadim. 2-3 haftami sıkılmadan geçiririm diye düşündüm yoldayken.
**2 günümü aileme 2 günümüde arkadaşlarıma ayırdım. Gayet makul bir dagılım oldu. Aklımı seviyim
** Bizimkileri alışverişe götürdüm ve o kadar çok tuttu ki ben ödedim birazını. Evlat acısı gibi koydu o parayı ödemek. Babamın neler hissettiğini anlamaya başladım.
** Arkadaş aracılığıyla tanıştığım, her rastlaştığımızda buluşalım diye konuştuğum kızla buluştum hele şükür. Biz neden daha önce buluşmamışız dedim çünkü çok eğlenceli ve kafa biri. Ahh ah geç farkettim
** Pazar günü lise arkadaşlarımlaydım ve hepsini ayrı ayrı çok özlemişim. Hatta bugün keşke yine buluşsak dedim ve neden Anlara'dayım yakarışında bulundum biraz. Olsun ama daha çok özleniyorum her saniye görüşülebilecek biri değilim sonuçta. Ben de onları bir o kadar özlemişim ve çok seviyorum her birini.

Böyle işte. 4 günde anca bunlar oluyor.

8 Aralık 2012 Cumartesi

Düşünsenize ben buraya bu kadar yazıyorum. Sonra yazdıklarıma bir bakıyorum '1 Yorum' yazıyor.
Açıyorum bakıyorum küfür kıyamet.
Bir atarlar bir laf atmalar falan.
Olabilir yani bekliyorum böyle bir şey.
Ama ne zaman olur onu bilmiyorum

Teşekkür

Sanki buraya sadece ben bakıyormuşum gibi geliyor.
Garip bence.
Saçmalıyorum burda sonra kendi yazdıklarıma bakıp 'Vay ne güzel yazmışım diyorum.
Tabi demiyorum öyle birşey. 1 hafta önce yazdığıma bile bunu ben mi yazdım gözüyle bakıyorum.

Sağolun baktığınız için

6 Aralık 2012 Perşembe

Arada diyorum ki; Acaba görmüş müdür ?
Ben onu gördüm çünkü.
Geçti önümden. Baktım.
Arada mal falan diyorum öylesine ama o an mal gibi baktım gerçekten.
Sonra o yoluna gitti.
Ben yoluma.
O kadar...
Dün bu saatlerde İStanbul'a geldim. Ankara'dayken gidiyim de ısınayım dediğim yer soğumuş, yağmur yağıyordu. Hayallerim yıkıldı resmen. Ben ne güzel ısınıcaktım. Şu 3 gün içinde ısınması lazım. Kendimi karlar içine atmadan bu sıcaklığı bir hissetmeliyim.
Kadıköy bıraktığım Kadıköy. Bir sene dershaneye giderken aynı yolu yürüyordum. Bugün de yürüdüm. Özlemişim bu yolu. Garip bir his aslında insanın bıkması gerekir. Bıkmamışım hiç.
Yarın kesinlikle her sokağına giricem Kadıköy'ün. Karşıya da geçerim herhalde cumartesi günü ya da yarın sabah Kadıköy sonra karşı yaparım bilemedim.

Diyorum ki ben 4 günde bunları yapmayı planlıyorsam yarıyıl tatili için geldiğimde İstanbul'u fethederim herhalde

3 Aralık 2012 Pazartesi

Bir kaç gündür bunaldım. Ders çalışmaktan Latince birşeyler ezberlemekten, çözelti hazırlama formüllerinden vs. Bazen şu hazırlık okuyanlara bakıyorum diyorum ki adamlar hayatlarını yaşıyor bir sene kafaları rahat. Ben de 'güya' dil kursuna gidecektim de çalışacaktım da haftasonlar ingilizceye halledecektim falan. Hem İngilizce çalışmaya halim kalmıyor, istediğim zamanlar da genellikle ertesi gün sınavımın olduğu zamanlar oluyor.
Hazırlık sınıfları rahat. Sabah ya da öğlen derse giriyorlar gerisi boş. 1 sene sınava hazırlandıktan sonra böyle bir rahatlık istiyordum ama sene kaybı da olsun istemiyorum. Hemen olsun bitsin kurtulayım eğitim öğretimden. Ama daha önümde 4 koca sene var ve nasıl geçecek hiç bilmiyorum.

İstanbul'a gidiyorum bu hafta. Aslında arkadaşlarımı görmek için gidiyordum ama çok güzel adamı yaptığından pişman etme durumuna sahipler ki, bileti değiştiricem üşenmesem. Hiç değilse ailemi görürüm diyorum ne diyim.

Hah bir de şey var bu ara; sıkıldım. O yüzden alın size şarkı...


Ummadık taş baş yarar hesabı. Her an herşey olabilir diye bekliyorum da bir halt olduğu da yok.
Neyse