17 Şubat 2015 Salı

Sanırım şu anda düşünme sırası bende. Bunca zamandır düşünmem, kafa patlatmam yetmiyor, hala daha düşünmem gerekiyor. Benim kararsızlığım desem -ki büyük ihtimalle bundan kaynaklanıyor- ya da başkalarının dengesizliği desem yine yol aynı yere çıkıyor;
Bir de onun açısından düşün Dilara. 

Ben başkasının açısından düşünmek istemiyorum belki. Bencil olsam bir kere. Umursamasam. Evet ya böyle iyi olacak bana ne başkalarından desem, biliyorum ki yarın uyandığımda içim içimi yiyecek. Yanlış karar verdiğimi düşünücem 'şu üzülecek, böyle kötü olacak' diyip vazgeçicem. Olayın boka sarması kaçınılmaz. 

Bir şekilde halimden memnun davranmam gerek. 
Tek istediğim bundan 10-15 yıl sonra bugünleri hatırlayıp pişman olmamak. 

6 Şubat 2015 Cuma

Günden güne fikirlerimin değişmesi çok acayip birşey. Mesela dün ne kadar mutluydum böyle baya 'geleceğe umutla bakmak' gibi saçma salak bir lafın gerçekliğini görürken bugün üstüme bir öküz oturmuşçasına sıkıntıdayım. Hayır ruh sağlığımın da iyi olduğunu düşünüyorum fekat kime göre iyi neye göre iyi ? 
Neyse asıl konumuza gelirsek ben bu dengesizliğimle ilerde ne yapıcam ? Hoş bir şey değil sonuçta.
A ha bence sorunu buldum ben ; başımın meşgul olmasını seviyorum. Çünkü kafamın rahat olması bana göre değil. İlla birşeyleri kafaya takıp üstüne düşünmeliyim, illa olmayacak yerlerden sorun çıkarmalıyım. Bu yaşıma kadar nasıl gelmişim şaşılacak şey. Birine cinnet geçirtip kendimi boğdurtmadığım için kendimi ödüllendirmeliyim. 
Ya da ya da aslında çıknm sorunların temeli benim. Belki konu çok 'sorun sende değil bende'ye gelecek ama neden olmasın ? Çevremdekilere derim beni sınamak için seçmece mi gönderildiniz diye belki de ben onlara bir sınanma aracıyım. 
Oha acayip aydınlandım şu anda

Belki de bu dengesizliğim insanları benden kaçıran şey. Beni kim çeker ki ? 
(BÖYLE DE KONUYU ÇAT DİYE 14 ŞUBATA BAĞLAMIŞ OLDUM. SELAM SAPLAR)