16 Eylül 2013 Pazartesi

Bir suru mektup var elimde. Bana yazilmis degiller sadece bende duruyorlardi. Simdi o mektuplara gerek kalmamis. Atilmasi gerekmis. 
Ben bazen de bunlari gorup birine hediye alirken o kadar ozen gostermek istemiyorum aslinda. Ne olacak ki sonunda ? Bu mektuplar gibi atilacak belki. Resmen kiyamiyorum bunlar hazirlanirken verilen emege. Geri mi gondersem diye de dusundum Arada ama ne faydasi olacak o da var. 
Biten bir iliskinin mektubu mu saklanir ? 

Garip. 

14 Eylül 2013 Cumartesi

Ankara'ya gitmeden gorebilseydim keske,
Diyorum ama tabi bu da diger hayallerim gibi olmayacak. 

Keske olsa 

12 Eylül 2013 Perşembe

Rock'n Coke 2013

Ana Sahne
Selamlar efendim,

Geçen hafta cuma günü, yani 6 Eylülde arkadaşımla Rock'n Coke'a gittik. Tee mayıs ayında biletleri aldığımızda 'Off daha çok var dediğimiz' festival he şükür geldi. Hoşgeldi. Biz de gittik.

Fakap
6 Eylül;
Günün çoğu yollarda geçti zaten. Ne kadar metrobüs de yapılsa 2.5 saat yol gidildi. Git git bitmedi. Sonrasında kamp alanına varışımız, çadır kurmamız derken saat oldu 20:00. Listeye baktık Fakap diye bir grup var Part Arena'da. Biraz gecikmeli de olsa gittik ama geç gittiğimize de pişman olduk. O ne güzel gruptu öyle. 3-4 şarkısını dinleyebildik ama ilk günden doyduk. Daha sonrasında Şehir Sahnesi'nde The Rovelters isimli şarkıları indie tarzına kaçan cover grubunu dinledik. Bir süre sonra dj set yapmaya başladılar, kaçasım geldi. İlk gün böyleydi.

The Revolters
NOT; Bir ara Otherside 'a remix yapıldığını duydum. Kahroldum. Yapmasınlar. Belki de bu yüzden kaçasım geldi. Bilemedim ben onu

Little Boots
7 Eylül;
Editors
İlk defa kamp yapmamdan olsa gerek ve bir an hiç durmayacağını düşündüğüm gürültü yüzünden yarım yamalak uyudum. İlk defa McDonald's'dan Egg McMuffin yedim ve beğendim tadını (Simitsarayı dolu olunca buna talip olduk).
**Konserler saat 14:30da başladı. İlk konserimiz Little Boots'du. Bu grubu 2 sene önce çok dinliyordum. Daha sonradan ikinci albümleri çıkmıştı ama pek oralı olmamıştım. Konserde dinlediğim kadarıyla bozmamışlar kendilerini Little Boots melodisi aynen devam ediyor.

**Daha sonrasında yemek molası verdiğimizde Manga dinledik ama Gidip izlemediğim için pişman değilim açıkçası. Pek gerekli değildi bana göre. 
**Editors çıktı sahneye. Bu grubun bildiğim tek şarkısı Bones'tur ama söyledikleri şarkılar çok hoşuma gitti. Eve gidip setliste bakılması gerek diye notumu aldım. Çatır çatır da indiriyorum. 
Duman
**Ardından Duman çıktı sahneye. Şarkılarını oda arkadaşım sayesinde dinlediğim Duman'ın çoğu şarkısına aşinaymışım aslında baya eşlik ettim gruba. 
Hurts
**Duman'dan sonra sahnede Hurts vardı. Gerçekten ama gerçekten kaçırılmaması gerekn bir gruptu. Hurts'ün de ikinci albümünü hiç dinlememiştim ve buna pişman oldum. Hurts tam bir sevgili işleğinde dinlenecek grupmuş ayrıca. Tek başına zor geçti -benim için-. 
Arctic Monkeys
**Ana sahnenin son grubu da Arctic Monkeys'di. Son albümlerinden yayınladıkları şarkılara daha çok aşinaydım, önceki şarkılarını da rastladıkça dinliyordum. Şarkıların hepsi ayrı ayrı eğlendiriyor insanı. Dancing Shoes şarkısında 'Sexy little swine' kısmına benim gibi başka bayılanlar da vardır eminim. Keşke bir kaç şarkılarını daha bilseydim diye de düşündüm arada. Ama eğlendim mİ?..Evet. Sorun yok o zaman. 
La Roux
**Dinlediğimiz son grup da Zero Sahnesi'ndeki La Roux oldu. Konserine gidip dans etmek için bu kadar iyi bir grup olamazdı. Belki ayrıca dinlerken o kadar eğlendirmez ama dediğim gibi tam konser grubu.
La Roux'dan sonra Party Arena'da içkinin etkisiyle birbirine yılışan çiftler topluluğundan sonra yaşasın uyku yaşasın huzur.

Eylül;
Yine iki gıdım uykuyla ana sahnedeki 'VAN-TU, VAN-TU' sesleriyle uyandım. Valla bir daha gidersem en uçtaki yere kurucam çadırı. biraz daha uzak olurum hiç değilse. Kulak tıkaçları da iyi bir fikir olabilir. 2015e kadar ohoo bulunur çaresi.
**İlk dinlediğimiz grup keşif sahnesindeki Umut Adan oldu. Konserinden aklımda kalan en temel şey Haliç'teki sevişken genç kızlar olayıydı. Demek ki Haliç'ten başka şeyler de çıkmış. (Lisedeki en büyük geyiklerdendi. Ah hey gidi günler)
Farfara
**Saat 15:30da Amerikalı grup Radio Moscow'u dinledik. Sahnede 3 tane uzun saçlı tip vardı sadece, ben de dinler gibi yaptım açıkçası. O kadar bayılmadım kendilerine. İyi gibilerdi.
** Yine keşif sahnesinde kalıp Ankaralı grup Farfara'yı dinledik. Şarkı söylemek yerine sadece çalsalar bence çok daha iyi olur. Solistin sesi iyi değildi sanki. 
**Tabi biz keşif sahnesindeyken Aylin Aslım ve Rebel Moves kaçtı ama üzüntüsü içinde değilim hi. Aylin Aslım Türk sonuçta. İzlenir elbet. Rebel Moves'u bilemedim.
Primal Scream
**17:30 itibariyle ana sahnede çakıldık kaldık. Primal Scream'i dinledik. Şarkıları artarda değil de arada dinlemelik. Çaldıkları şarkılar arasında aklımda en çok kalan 'Goodbye Johnny' oldu. Sadece onu sık sık dinliyorum.
**Ardından sahnede Within Temptation vardı. Pek kendilerinden haz etmesem de yarısında izlemeye başladık. Geçen sene cover albümü çıkartmışlar. Konserde söyledikleri şarkı Lana Del Ray'in Summertime Sadness'ı oldu. Bütün yaz bunun muhabbetini yapıp da dinlemek garip oldu. Lana del Ray konserinde değil de burada kısmetmiş bu şarkıyı dinlemek. Kadeeer kader...
Within Temptation
** Teoman konseri için şunu demek istiyorum; O sahne önünde durup da ikide bir adama slow şarkı söyleten kalabalığı dozerle dağıtmak istedim. Ruhun Sarışın'ı bekledim o kadar ama söylemedi. Sevdim Seni Bir Kere şarkısında neden gaza gelip o kadar bağırdığım hakkında bir fikrim yok. Konser sonunda çıkan seksi kızlar da gayet başarılıydı(!). Tam Teomanlık. Neyse geçelim...
**Gelelim Jamiroquai'ya. 2 günün yorgunluğunun sonunda gelen son bir enerjiyle yarısına kadar iyi dans ettik. Slow şarkılarına başladığında biz de bittik. Yorgunluktan yere yığılacağımı sandım ama o ana kadar çoook güzel dans ettim. Bütün kurtlarımı döktüm rahatladım. Eğer 'Camiryo' ayrı olarak konser vermeye gelirse gitmek istiyorum tam tadını çıkarmak için. Böyle olmadı.
Ellie Goulding
** Kapanışı da Ellie Goulding'le yapalım dedik. O sırada ana sahnede The Prodigy olduğu için Ellie'yi dinleyen pek yoktu ama yine de idare eder bir kalabalıktık. Daha sonradan duyduğum kadarıyla buna pek bozulmuş. Sahneden indiğinde konserin bittiğini anlamadık zaten. Asık suratla gitti biz de böyle O.O kaldık alanda. Tekrar gelecek sandık. Gelmedi. Özellikle Figure 8 çok beklediğim bir şarkıydı ve söyledi. Dünyalar benim oldu. Bir sanatçının şarkılarını bilerek konsere gitmek gerçekten daha farklı. 

Rock'n Coke'ta konserler hakkında aklımda kalan bunlardı. Bunların dışında;
** 2011de gittiğim Rock'n Coke'un tuvalet rezaleti yoktu bu sene. Sıkıntılıydı ama 2011deki gibi değildi. O bakımda biraz rahattım.

** Duşlarda çok sıkıntı yaşandı. Uzun kuyruk yüzünden vazgeçip kokuşmaya razı kişiler doluydu. Kendini Cool Zone'a atan zekiler de vardı. Orası duş için daha uygun bir yerdi. Kabul etmek gerek.
** Bir çok etkinlik standı kurulmuştu ama keşke dağıtılan haritada onların da yerini gösterselerdi. O sıcakta fellik fellik çanta yapım atölyesi ya da cam yapım atölyesi aramak yorgunluğumuzun üstüne tuz biber oldu. Sağolsun.
** Lunaparktaki aletlere binmek istedim. Binemedim. Lanet.
** Bira satıldığı için ağzıyla içmeyi bırakıp kafayı bulan çok olur diye düşündüm ama korktuğum olmadı. Bir tanesi bana dadandı ama zararsızdı. Yazık lan 
** Festival ne kadar Eylül başına da gelse organizatörlerin güneşli havaları düşünüp gölge alanları arttırması gerekirdi. Cumartesi günü ağustos sıcağı vardı neredeyse. Küçük ağaçların gölgelerine sığındık mecburen. 
** Yemekler çok çeşitliydi. Waffle'ıma da kavuştum. Ohoh
** Organizasyon şirketinin değişmesiyle bu sene daha çok özen gösterilmiş gibi geldi. İyi de olmuş. Başarılı buldum.

Rock'n Coke benim için böyle geçti. Ölesiye yogunluk üstüne eve gelince duş ve uyku, daha sonrasında festivalde çıkan grupların şarkılarını indirmek ilk yaptıklarım oldu. Bileklikler hala bileğimde. Ne zaman çıkarırım kim bilir...

Gitmeden de görüntü kalitesi iyi olmasa da iki video koyayım buralara.