28 Nisan 2011 Perşembe

Sayıklamalar

** Ben var ya ben fiziği yaladım yuttum 1 haftada. Dedim bir hafta çalışıcam diye çalıştım yaladım yuttum ama sınavda onu kusar mıyım bilmiyorum. Allahım sen beni koru bundan dinimiz amin...

** Tamam arkadaşım bizim de sevgilimiz oldu, biz de gezdik tozduk zamanında ama çıkmanın da suyunu çıkarmadık. Ciddiyim yani aşkımlar, hayatımlar, bitanemler, cartlar curtlar bütün bu benim gibi sapları sevgili bulmaktan uzak tutmak için di mi? Biliyordum, biliyordum. Mutlu olun uzun bir süre daha sapım, hiç değilse yaza kadar,

** Yaz demişken yazın Bodrum'a gidicez galiba ev tutucaz. Hep evde böyle bir muhabbet var ama bizim evdeki muhabbetler ne kadar uzun olursa o kadar olasılığı az olur. Gidip ev tutarsak yazarım, tutamazsak da yazarım. Bir de ev tutunca evde kalmaya gelecek 'erkek' arkadaşlar var şimdiden rezervasyon yaptırdılar. İyi hoş gelin güzel ama eve erkek atıyor gibi olucam lütfen beni de düşünün...

** Yarın kimya sınavı da var. Bu sene combo üstüne combo yiyoruz zaten. Önce felsefe-geometri combosunu yedik (bundan 2-3 hafta önce galiba), bu hafta da fizik-kimya. Acıyın bizeee, acıyın bize...

** Şu facebook'ta ağzını açıp ya da dudağını büküp poz verenler var ya böyle sıraya diziceksin teek teek teek sıkıcan topuklarına. Bir gün yaparsam şaşırmayın beni bu hale siz getirdiniz!!

** Kızın teki bana mesaj atmış bugün. Dilara bak gittim şubuisimlikişiyi de sana bıraktım yazmış ahaha. Allah razı olsun diye cevap atsam mı diye çok düşündüm ama laf sokup bıraktım sen bununla idare et tarzında. Edemedi yine mesaj attı kendinle barışık ol dedi bana. Olmazsam nolur lan?! diye atarlanmak istedim ama şimdi zekasını zorla bunu düşünürken yazık çöker diye bişi diyemedim. Yine laf soktum zaten cevap atamadı totoş...

** Google'da 'facebook kaşarları' diye arama var daha ilerisi olabilir mi? Şu an için hayır

26 Nisan 2011 Salı

Bir Kız Tanıyorum...

-Kendimle ilgili değil, ciddiyim-
Aslında tanımıyorum yani ortada bir tanışma bir kaynaşma konuşma falan yok. Ben onu başkasından o da beni aynı kişiden dolayı biliyor. Neyse ayrıntıya gerek yok...
Benim duyduğuma göre bu kız olur olmadık şeye depresyona giriyormuş, herşeye üzülüyormuş, kafaya takıyormuş vs vs... Ben bunu ilk duyduğum zaman 'gerzeğe bak!' tarzı bir tepki vermiştim çünkü birine gereğinden fazla değer vermek gereksiz(di o zamanlar). Bu kızla ilgili bir haber de sonradan almadım (dermişim. Aldım ama ayrıntıya gerek yok)
Gel zaman git zaman üstünden yaklaşııık bir sene falan geçti. Ve gerçekten bu süre boyunca güvenmenin ne denli gereksiz olduğunu (özellikle fazla güvenmenin) ne demek olduğunu öğrendim. O 'gerzek kız' gibi üzüldüm mesela (depresyona girmedim o kadar da mal değilim). Ama üstünden geçti belli bir zaman. Güven konusunda daha bir dengesizleştim. Ne biliyim inanabiliyorum, hemen bel bağlayabiliyorum, anında da güvenmeye başlıyorum. Eee bu da iyi birşey değil tabiki sonunda ayvayı yeme, kazığa oturma ve bilimum farklı eylemler ortaya çıkabiliyor.
Hmm bir de şöyle birşey var. O kıza bu kadar laf et et, sonra başına gelsin. Bir saçma kız daha vardı herşeye ağlıyordu (hatta o derece ki 'Allah'ım ben niye televizyon izliyorum?' gibi basit bir şeye bile ağlayabilir. O potansiyel var onda). Ben buna da laf ettim. Çok ettim. Sövdüm, saydım vs. Sonra ben nasıl ağlamaya başladım bir bilseniz? Ya manyağa bağlayıp televizyonun çalışmasına ağlamadım tabi ama aklıma birşey geliyor üzülüyorum böyle derinlere dalıyorum (bkz: Ergenlik). Bunu da atlatacağımı düşünüyorum. Tabi bunları doğal bir süreç diyip takmamaya çalışıyorum ama geçer inanıyorum :))

Ve gerçekten bu tanıdığım kızların (özellikle seçtiklerimin) belasını demiyorum onlar belalarını çekiyor zaten. Biri ağlıyor biri depresyonda ama onlar bu kadar ergenliğin üst düzeyindeler ve ben onlara gülüyorum diye neden aynı şey benim de başıma geliyor çözebilmiş değilim. Çözen bilen varsa söyleyin.
Söylemeyin neyse...

21 Nisan 2011 Perşembe

Sayıklamalar

**İlk olarak Rock'n Coke ve KalFest'e gitmek için izin aldım. İzin alacağımı tahmin etmiyordum ama aldım. Kadıköy Anadolu Lisesi bize yakın zaten onda izin almam sorun olmadı ama İstanbul'un diğer ucunda olan Rock'n Coke için yeri söylemeden izin aldım. Artık zamanı gelince yerini de söylerim...

**Arkadaşlarımla aram da güzel oldu. Bir ara bozuktu ama düzelttim hepsini-ya da kendiliğinden düzeldi diyelim ;) Bu duruma o kadar mutluyum ki 'I Love You Justin Bieber' diye bağırabilirim camdan.

**Notlarımı düzelttim şu ana kadar 1'im yok inanabiliyor musunuz? 1'İM YOK YOK!! Ah tanrım çalışmak böyle birşey...

**Acaba ben arkadaşıma 'Senle ben Fatmagül'le Kerim'e benziyoruz' desem yanlış anlar mı? Hayır burdan çıkarılacak sonuç dizideki olaydan bağımsız, 'Seninle konuşmamız gerek' olayı. Hep konuşuyorlar anasını satiyim biz de öyleyiz. Kimseye bu kadar açık değilim resmen...

**Twitter'da eski sevgiliye taş atan sevgili gördükçe taşlayasım geliyor. Madem bu kadar sövücektin ne diye çıktın arkadaşım? Bak bana, ben çıkamadığım kişilere taş atıyorum. Eğer çıkarsam 'Şu ana kadar verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim' yazarım geçer gider...

**Tecavüz demişken KanalD'de bundan sonra tecavüz zamanı diye bir kuşak çıkarsa şaşırmayın. Çıkabilir. Salı günü Öyle Bir Geçer Zaman Ki ile bu kuşağın sinyalleri verildi. Demedi demeyin...

**Arkadaşım beni yanlış anladı 2 gündür. Onu sattığımı düşünüyor safım. Yarın ilgi gösteriyim ona da sevinsin *-*

**Bazen bu dizilerdeki aşk sahnelerine bakıyorum. Bakıyorum. Bakıyorum.... Bakıyorum işte

**Ian Somerhalder'ı yerim anam yerim. Vampire Diaries'i izlerken o kızların yerinde olmak için nasıl özeniyorum var ya?! Olay kan emilip fantezi yapılması değil o adama o kadar yakın olayı istiyorum ve biliyorum ki ben çok kasarsam tanışabilirim onunla. Giderim bir 'Hi!' derim kopamaz benden ehehe...

** Ben o'nunla konuşmayı çok seviyorum...

** Aslında Vampire Diaries'de Stefan'ı oynayan Paul Wesley de hoş. Valla. Bazen bakıyorum 'Ouuv' diyip geçiyorum. (Resimde solda) Çünkü Ian'ın yanında tırt kalıyor. Onun gözlerine kurban...

Not:Hayır camdan 'I love you J.B.' diye bağırmam, olmaz hayır...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Sabah Sabah Olmaz ki...

Sabah servise bindiğimde hemen MP3 çantadan çıkar ve şarkı seçilir...
1 haftadır dinlediğim şarkı ise aşağıda...

Arkadaş, sabah sabah böyle içkili alkollü şarkılar dinlenir mi demeyin. Ben dinliyorum.
Bu şarkı tam MTV'deki Sweet Sixteen partilerindeki şarkılar gibi. Sixteen'i de geçtik ama parti verirsem bu şarkıyı kusana kadar çaldırırım. Milletin kafa iyi olur zaten ohh miss...

Ben bu şarkıyı dinlerken kopuyorum açıkçası. Klibi de çok hoş Jake Gyllenhaal var *-*


Jamie Foxx - Blame It On (The Alcohol)

16 Nisan 2011 Cumartesi

Mutluluk Mutluluk ve Daha da Fazlası...,

Dün çooook güzel bir haber aldım.
2008'de gidip uzun süre etkisinde kaldığım konser bu sene tekrar olacak. Hem de Rock'n Coke'da...
TRAVIS KONSERİ!!!

Dün bu haberi ilk duyduğumda nasıl sevindim anlatamam. O grup benim hayatımı değiştirdi. Bir zamanlar melankolik takılmamın, olaylara fazla duygusal yaklaşmamın, hatta olur olmadık şeyleri -şimdi bile- düşünüp ahh be be ne günlerdi dememin sebebi onlar. Kötü olarak değil cidden o grubun şarkıları beni çok değiştirdi.
Şu anda odamda bir bas gitar duruyorsa ve ben o gitarı -tam olarak çalmayı bilmesemde- her elime alışımda onların şarkılarını çalıyorsam -çalmaya çabalıyorsam- 27 Haziran 2008'deki konserin sonucu hepsi. Çünkü ben o gün karar verdim bunlara. Ve hatta ben bundan bahsetmiştim yazın.
Tıkla oku...

Umarım bu sene de onları sahnede görürüm ve tekrar unutulmayacak bir anı edinirim. Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Belki bu konsere yalnız gitmem, yani istediğim o. Abim yeterince sıkılmış durumda ilk günden. Bilmiyorum arkadaş çevresiyle gitmek güzel olur diye düşünüyorum, belki 'sadece arkadaş'...
Bu seferki konseri de öyle geçiririm bakarsınız ;)

Konser haberinin ayrıntısı da burda...
Ayrıca Rock'n Coke'a çadırınızı kurun ki daha kimler geliyor iyice bir öğrenelim geçler...

İhihi çok mutluyum...

15 Nisan 2011 Cuma

İŞTE BU YAA!!

yaklaşık 2 aydır buraya giremiyorum. Peki neden?
Çünkü bir uğraşıp şu lanet DNS ayarlarını değiştiremedim.
Blogspot emin ol çok özledim seni. Tumblr da neymiş tırt birşey işte...

Sevgili Digitürk'ün açtığı mahkeme yüzünden blogspot kapatıldı ve ben 2 aydır o kadar sıkıldım ki...
Hani Tumblr'a yazıyordum ama zoraki yazıyordum. DNS ayarlarımı da değiştirdiğime göre daha uzuuun uzuuuun yazılarım olacak benim ;)

Öptüm sizi canlar...